27 Şubat 2014 Perşembe

Ayakashi: Japanese Classic Horror | YF Blog Tur

Anime adı: Ayakashi: Japanese Classic Horror
Tür:  Tarihi, Korku, Fantastik
Yazar: Chiaki Konaka

"Japon kültürü'nün üç farklı korku hikayesini anlatan seride. kocası tarafından aldatılan eşin, ölümden sonra bile intikam arayışını anlatan "yotsuya kaidan" , bir tanrıça ve insanın yasak aşkını anlatan "tenshu monogatari" ve bir aileye kin duyan gizemli bir kedinin hikayesi "bakeneko." hikayelerine yer verilmiş "


Öncelikle sormak istiyorum ki "Korku bunun neresinde?" :( Japonların nedense korku animesi yapamadığını biliyorum, ama en azından animenin adına horror eklemeseydiniz iyiydi ya dedim. Gerçi Yama Shibai gibi korkunçlu karı modunda korkutmak için kasmamışlar o konuda teşekkür ettim. Çünkü onu izlerken konunun nasıl olduğunu düşünmüyor artık köşeyi dönünce bir şey çıkacak mı tencerenin kapağını açınca içinden şeytan yüzü çıkacak mı tarzı şeyler düşünüp yapımcılara bela okuyordum. En azından bunda relax relax izleyebildim. Gerçi gerilim bile yaşatmadı ama neyse. Ha şöyle düşündüm bizde nasıl sağlam müslümanlar televizyonda kabe görünce, ne bilem dua edilince ağlamaya başlıyor acaba Japonlar da böyle inançlarıyla ilgili şeyleri görünce korkuyorlar mıdır? Yani sonuçta biz nerden bilelim shinto tanrısıdır, şeytandır, lanettir. İzlemiş olan bir Japon bulup onun yorumlarını da almak daha doğrudur sanırım bu konuda.

Konuya gelirsek anime toplam 3 hikayeden oluşuyor. İlk 2 hikaye 4 bölüm, 3. hikaye 3 bölüm şeklinde.
Hikayelerle ilgili yorum yapmadan; genel olarak animasyon kalitesinden bahsetmek isterim ki, şüphesiz 2006 yılına göre animasyonlar kötü. Zaten animenin 720p sürümü bile yok. Bütçesizlikten diye düşündüm ancak FujiTV tarafından yayınlanmış, Toei Animation yapmış ve Yamaguchi Kappei ve Hirata Hiroaki gibi ünlü seiyyular da kullanılmış. Parasal sorunlardan dolayı olacağını pek sanmıyorum. Ama Toei'de yeni işe başlamışlara kakalamışlar da olabilirler artık o kadarını bilemeyeceğim, ki çok da umrumda değil. Çünkü görüntüye pek önem veren biri değilim ve birkaç yer dışında animasyonlar da öyle pek rahatsız etmedi beni. Ama iyi değildi o da bir gerçek.

Müzikler de ilk arcta oldukça iyiydi aslında Japon ezgileri kullanılmıştı bol bol, ama nedense son 2 arc normal aksiyon müziği kullanmaya başladılar ki bunu pek beğenmedim, çünkü ilk arcı sevmemin büyük nedenlerinden biri müzikleriydi. Openingi ilk duyduğumda baya efsanevi bir şey çıkacak diye düşündüm ama birden rapimsi bir hal aldı. Arkadan "Cartel bir numara en büyük, cehennemden çıkan çılgın Türk." diyerek Erci E çıkacak sandım.
Gifteki Erci E bile değil ama gaza geldim biraz, pardon.


Hikayelere gelecek olursam ilk arc iyiydi. Özellikle surat çizimleri ( her ne kadar kadınların gözleri enselerine kadar uzayacak diye düşünsem de) Japon'a benzer ender çizimlerdendi. (Aku no Hana'nın animesinin surat çizimleri de Japonlara benziyordu genel olarak.) Hikaye ilginç başladı, güzel de gitti hatta gece kulaklık son ses modunda izlediğim için oda arkadaşıma bakıyordum ulan birden ayaklanmasın da laptopu kafasına geçirmeyeyim diye de iyi ki öyle bir şey olmadı şansına. Her şey iyi güzeldi ama o abla o pozisyondaki bir kılıçla nasıl öldü hala anlayamadım. Anlayamadığım bütün fizik kurallarını düşündüm ama yine anlamadım. Fiziksel kurallardan anlayan biri varsa anlatsın pls :( Ayrıca Iemon nasıl bir açtır arkadaş bırak karının 40ı çıksın bari öyle gir başkasının koynuna. 15 dakika bile beklemedi. Hep şeytanın işi bunlar işte. Zaten gördü sonra şeytanı da neyse. Arc'ın son dakikalarında bi iğrenme geldi yalnız bana. 15 yaşına kadar hemen alt katında lağım fareleri olan bir evde yaşayınca ordu kurmuş fareleri görünce ister istemez iğrendim. Ha bi de son bölümde amca çıkıp lanetin hikayesini anlatmaya başlayınca koptum ben olaydan. Bırak Japoncamın yetmemesini, Türkçem yetmedi + o kadar olay anlattı ki yamuldum. Anlattığı şeylerde ölü varsa Allah rahmet eylesin artık.

2. hikayeyi "Vat da fak is dis şit?" diyerek izledim. Cidden öyle dedim yalnız. Abi bu korku hikayesi olmamış  ki bildiğin Brezilya dizisinin tanrı versiyonu. Tanrıyım aşık olursam zayıflarım muhabbetine giriyorsun ama adamın karşısına selam vermeden anadan üryan çıkıyorsun. Hadi sen iradene sahip çıktın, adam öyle görür görmez hoşlaştı zaten. O  rahmetli büyükannemi andıran yılanlara dönen nine dışında çekici bir şey yoktu be. Evli barklı adamsın, korku animesindeyiz ama sen tanrının koynuna giriyorsun. Ben izlerken çarpıldım burda.

3. hikaye açık ara en iyisiydi. İlaç satıcısını çok beğendim. Hikaye de oldukça güzeldi işlenişi de. Kitabın içindeymiş gibi verilen efekt de kötü animasyonları kapattı bir nevi. İyiydi yani. Zaten böyle kapalı ve ufak bir ortamda iyi işlenen hikayeleri her zaman sevmişimdir. Daha uzatılabilir miydi bilemiyorum ama ikinci arc 4 bölümken bunun 3 bölüm olması küfür gibi geldi biraz. Bir de son bölümün ilk başında çalan bir soundtrack vardı ki enfesti o. Ama tekrarlayan animasyonlar / olmayan animasyonlar biraz göze batıyordu. Ama olsundu, hikaye iyiydi o yüzden helal olsun dedim ve iplemedim o animasyon aksaklıklarını. 

Yazıyı biraz daha uzatmak isterdim ama şifayı kaptığım için izninizle kısa kesmek durumundayım. (Gerçi düşündüğümden daha uzun oldu ama...) İzleyelim mi diye sorarsanız izleyin ama çok şey beklemeyin derim. Çünkü en azından bizim ırkı korkutmak için gerekli şeyler yok. Yani böyle iskender falan yerken izleyip de vegan edecek türde bir seri değil. Ama sırf son hikaye için bile izlenebilir.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder